15 Temmuz 2014 Salı

15 Temmuz

Stajımızı takip eden herkese merhaba,

Temmuz grubu olarak stajdaki ikinci haftamıza girmiş bulunmaktayız. Bu haftanın ikinci gününe

Gen-Kök Merkezi'nin müdür yardımcısı Servet Hoca ve çalışanlarıyla öğle yemeği yiyerek başladık. Ardından bir gün önce belirlenen konularımızı, sunum tekniklerimizi biraz daha geliştirerek sunmaya çalıştık. Sunumlarımız da bitince günün geri kalanı ve ertesi gün için yapılacakların planını oluşturduk. 

Haftanın ilk Skype görüşmesini ise Şeydanur Tıkır ile yaptık. Haziran grubuyla daha önce tanışmış olan Şeydanur arkadaşımız bu sefer Temmuz grubu için Skype'taydı. Şeydanur, yakında Georgia State Üniversitesi'nde yüksek lisans programına başlayacak olan Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik mezunu neşeli mi neşeli hayat dolu bir insan. Bir saatlik Skype görüşmemizde bize birçok şeyden bahsetti. Özetle, Ahmet Hoca ile nasıl tanıştığını ve AG Biyoinformatik'te geçirdiği stajı, Kaliforniya'da yaptığı stajı, bir şey öğrenmek için izlediği yolları, biyoinformatik öğrenmek için verdiği uğraşları ve bu uğurda öğrendiği programları anlattı bizlere. Staj ekibimiz için programlamayı öğrenmede zorluk yaşadığımız bugünlerde oldukça motivasyon artırıcı bir konuşma oldu. Kendisine buradan tekrar teşekkür ediyoruz. :)

İftar vaktinin yaklaşmasıyla siparişini verdiğimiz pizzalarımız geldiğinde bugünkü akşam yemeğimizi bir değişiklik yaparak Gen-Kök'ün önündeki çimlerin üzerinde yemeğe karar verdik. Doyurucu ve keyifli yemeğimizin sonrasında oldukça anlam yüklü ve eğlenceli bir grup oyunu oynadık. Bu oyunda, uzunca bir ipin çevresinde gözleri bağlı sekiz kişiden ipi tutarak sırasıyla üçgen, beşgen ve kare yapmaları istendi. Oyuncuların bazı durumlarda konuşması yasak, bazı durumlarda serbest, bazı durumlarda da gözü bağlı oyuncular hareket halinde olabiliyordu. Oyundaki değişen kriterlere bağlı olarak bazı şekiller oluşturulabilirken bazıları yapılamadı. Bu oyundan çıkarmamız gereken mesaj ise grup çalışmasının da bazı durumlarda tehlikeli olabileceği ve bir liderin yönlendirmesiyle daha olumlu sonuçlar alınabileceği şeklindeydi.

Oyunumuz bittikten sonra bir de kutlama gerçekleştirdik. Osman arkadaşımızın doğumgününü kendisine sürpriz yaparak hep birlikte kutladık. Kutlama pastasını Moğol İmparatorluğu'nun başlangıcını ve Timuçin'in hayatını anlatan “Cengiz Han” filmi eşliğinde afiyetle yedik. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise Gen-Kök'ün girişindeki merdivenlerde oturup Haziran grubu Django çalışırken, biz de bloglarımızı yazmaya koyulduk.
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle...

Evrim Fer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder