9 Temmuz 2014 Çarşamba

8 Temmuz

Merhaba;
 

Eğitimimize başladıktan sonra geçen bir ay sürecinde az olmamızın ve beklentilerin ortak olmasının verdiği avantajla günlerimizi oldukça verimli geçirerek kendimizi Temmuz grubunun eğitimi için hazırladık. Bu süreç genellikle çok keyifli kimi zamanda sancılı geçti. Şimdi ise dün de Emre' nin bahsettiği gibi yeni arkadaşlar aramıza katıldı.



Aramıza katılmalarıyla onlara güzel bir sürpriz yaparak sunum konularını verdik. “İşletme Okulunda Öğrendiğim 101 Şey” kitabından seçerek her birinin kişiliklerini de ön planda tutarak anlatabileceklerini düşündüğüm konuları dağıttım. Bu konuları vermekte ki amacımız işletme algısını oluşturmaktı. Yeni gelmelerinin heyecanıyla birlikte sunumlarını yaptılar. Biz Haziran grubu olarak daha önce deneyimlediğimiz sunum becerilerini aktarmaya çalıştık. Bu aktarma biçimi ilk bakışta olumsuz bir eleştiri gibi durduysada asıl amacımızın her bir bireyin eğitimin sonunda iyi bir sunum yapabilmesidir. Bu yüzden yaptıkları hatalar ufakta olsa bir arada olmanın verdiği samimiyetle her ayrıntıyı göz önünde bulundurarak değerlendirdik. Umarım bizim deneyimlerimizi önyargısız bir şekilde hayatlarına katabilirler.



Daha sonrasında her hafta izlemeye çalıştığımız videolardan birini izledik. Bu video “Köylü Ekrem” adında bir çoğunuzun bildiğini düşündüğüm bir videoydu. Peki neden bu videoyu izlediğimize ve sonucunda ne öğrendiğimize gelecek olursak, benim farkındalığına vardığım şey hayatta en önemli olan değer, iyi ve yararlı insan olabilmekti. İşletme mezunu olan Ekrem Bey eğitim sistemini bir türlü kabul edememiş ve kendi tabiriyle gerçek okulun toprak olduğunu ve yaşanarak öğrenebileceğini düşünmüş, bir çok işte çalışmasının sonucunda zamanını boşa harcamak yerine değerlendirerek ve kimseye kendini ispatlamaya çalışmadan heykel yapmaya başlamış. Taşı ve ağaçları yontarak sonucunda inanılmaz güzel heykeller ortaya çıkarmış. Bunları anlatmamın nedeni, bu günün sabahında yapılan sunumlarla alışkanlıklar doğrultusunda sistemin içinde farkında olmadan öyle bir yaşıyoruz ki, genellikle düşünmüyoruz ve devam ediyoruz. Kimi yandan da Ekrem Bey'de de olduğu gibi belirli bir seviyeye gelindiğinde de hayatta ki bir çok şey farklı algılanmaya başlıyor. Yine de hangisinin doğru, neye ve kime doğru olduğunun bilinmezliğiyle kesin bir yargıya varmadan önemli olanın dengeye ulaşmak olduğunu düşünüyorum.



Kişisel yorumlarımdan sonra güne nasıl devam ettiğimiz hakkında birkaç şey söyleyebilirim. Temmuz grubunun da bir an önce bizim bilgilerimize ulaşabilmesi adına bizim geçtiğimiz yoldan geçmesi gerektiği için programlama mantığının temelini oluşturmak amaçlı http://scratch.mit.edu/ adresinden de ulaşabileceğiniz web sitesini kullanarak oyun programlamaya başladılar. Belirli bir zaman sonunda başarılı olduklarını söyleyebilirim. Aynı zamanda keyifli bir oyun olduğundan iyi zaman geçirdiklerini de gözlemledim.



Günün sonuna doğru ise Şeydanur TIKIR' a ait Ahmet Raşit Hocamızın hazırladığı referans mektubu üzerinde durduk. Referans mektubunda olması gereken kriterler nelerdir, nasıl yazılır, referans yazılan kişinin olumlu yönlerinin ifade biçimi nasıl daha etkili olabilir gibi özellikler üzerinde durarak değerlendirdik. Referans mektubunu bizimle paylaşan Şeydanur' a teşekkür ediyoruz.



Ahmet Raşit Hocamızın Temmuz grubunun da gelmesiyle oluşturduğu yeni programda olan her gün Haziran grubunun bir üyesiyle bireysel görüşme yaparak kişisel projeleri yürütmeye başladık. Bu gün de kişisel proje görüşme sırası bende olmasından dolayı birlikte çalıştık.



Gece 12 civarında ise bireysel görüşme bitip geri döndüğümüzde ekibin hala yüksek motivasyonla çalışmaya devam ettiğini görmemiz ile bu eğitimin sonunda iyi sonuçlar alacağımızı öngörmüş olduğumuzu söyleyebilirim.



Ekibimizin tamamlanmasıyla daha da renkli kişilikler bir araya toplanmış oldu. Böylelikle bundan sonraki günlerde hem keyifli hem bilgili zamanlar geçireceğiz gibi gözüküyor. Takipte kalın.

Sevgiler,
Bihter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder