14 Ağustos 2014 Perşembe

ÜTOPYA

Yine merhabalar,

Yazının başlığını koyarken abartıyor muyum diye birkaç kez düşündüm ama bu düşünmeler sonunda anladım ki abartmıyormuşum. Haziran'ın ikinci haftası başladığımız ve benim için geçen hafta son bulan, yaklaşık iki buçuk aylık staj döneminde olup bitenleri becerebildiğim kadar anlatmak istiyorum bugün.

İlk bahsetmek istediğim süreç boyunca öğrendiklerim. Önceki hafta bunları kendi blogumda sıralamıştım (http://dubakalinolecak.blogspot.com.tr), bugünse daha genel bahsedeceğim. Tüm ayrıntılı konuları bir kenara bırakınca, satj boyunca biyoinformatiğin biyoloji dünyasındaki gerekli ve çok özel yerini, matematik dünyasındaki küçük ve yine çok özel yerini anlamaya başladığımı düşünüyorum. Bunu anlamayı sağlayan ise tüm Skype görüşmelerimiz, izlediğimiz videolar, çalıştığımız ve sunum hazırladığımız kitap ve dergiler oldu sanırım. Bilim dünyasında işler nasıl yürüyor; kim neyiyle ön plana çıkıyor; ülkeler, kurumlar ve şirketler bilime ve bilim insanlarına ne kadar değer veriyor... Bunları farketmeye başlamak ve merak edildiğinde nerelerden ve kimlerden fikir alınabileceğini öğrenmek çok kıymetliydi. Öğrendiğimiz ve önceden sıraladığım tüm diğer konular ise ayrıntılarına girildiğinde zorlar ve emek istiyorlar şüphesiz. Staj sürecinde hepsi hakkında ciddi manada bilgilendiğimiz kesin ama devam edebilmenin, unutmamanın ve bilgileri kullanabilmenin planlı bir şekilde çalışmaya devam ederek bizim elimizde olduğu da aşikar.

Bir diğeri konu ise grubum. Bildiğiniz gibi başta sadece Haziran grubuyduk. O kadar verimli, uyumlu ve iş birliği içinde saatlerce çalışabiliyorduk ki pazartesiden cumaya zaman nasıl geçiyordu anlamıyordum. Böyle uyumlu ve keyifli bir ekiple sevdiğin bir işi yapınca çalışıyormuş ya da stajdaymış gibi de olmuyor zaten. Bir ay böyle çalıştıktan sonra Temmuz grubu geldi. Geldikleri ilk hafta sıkı bir alışma süreci geçirdik :) Zaman geçip birbirimize iyice alışınca, bu kadar insanın neredeyse sürekli bir arada olup, hiç ciddi sorun çıkarmaması artık garip gelmeye başlamıştı :) Farklı çalışmalar yapıyor olsak da beraber güzel vakit geçiriyorduk, ki çalışmalar birleşince beraber güzel çalıştığımızı da farkettik. Ayrılırken herkesi özleyeceğimi farkettim ki en güzeli de buydu sanırım: Ekiptik...

Son olarak tüm anlattıklarımın kurucusu Ahmet Raşit Hoca... Bizi nasıl bir araya getirdi ki iki buçuk ay boyunca kayda değer hiç sorun olmadı; o kadar güzel çalıştırdı ki bizi öğrendiklerimizi listeler halinde yazıp, sorulduğunda ayrıntılı şekilde açıklayabiliyoruz; sunumlarımız son zamanlarda epeyce dikkat çekiciydi; bizimle vakit geçirmekten kendi çalışmalarına vakti kalmıyordu; tüm bunlar devam ederken bir yandan bizi teşvik etmek için sürekli yeni şeyler buluyordu... Tüm emekleri için tekrar çok teşekkürler: Başka kim bu kadar uğraşırdı, öğretmeyi ve öğrencileri için vakit harcamayı O'nun kadar severdi bilmiyorum. Ancak Kayseri'den ayrıldıktan sonra da öğrendiklerimizi kullanıp geliştirirsek hakkını verebiliriz sanırım.

Yazımın başlığını atarken tüm bunlar geçiyordu işte aklımdan. Kayseri'de, Genkök'te, Ahmet Raşit Hoca bizi bir araya getirdi ve rahat çalışalım diye ideal koşullar oluşturdu: Ütopya. Bir daha böyle bir ekiple, böyle verimli bir çalışma ortamı olur mu bilmem ama olsa bile ilkinin yeri çok ayrı olacak.

Sevgiler,
Elif 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder